Doktorlar Neden Daha Fazla Tetkik İstiyor?

Ayşe Kocabıyıkoğlu

Doktorlar Neden Daha Fazla Tetkik İstiyor?

Hastalar için istenen MR, tomografi ya da kan testleri… Bunlar, doktorların tanı koymak, tedavi planlamak ya da riskleri önceden görmek için sıkça başvurduğu araçlar. Ancak kimi zaman bu testler gereksiz yere istenebiliyor; ya da tam tersi, gerekli olanlar atlanabiliyor. Burada karşımıza çıkan mesele, aslında bir karar alma süreci. Ve buradaki akış, sadece hastanın şikâyetlerine ya da hastalığın seyrine bağlı değil. Hekimin zihinsel durumu, içinde bulunduğu koşullar ve hatta önünde bekleyen hasta sayısı da bu sürece dahil olabiliyor.

Hekim olmak kolay değil. Özellikle de karar verirken zamana karşı yarışılıyorsa… Hasta dinleniyor, muayene ediliyor, bir şeyler not alınıyor ve sonunda bir karar veriliyor: Test istenecek mi, istenmeyecek mi? Bu karar elbette tıbbi bilgiye, deneyime ve hastanın durumuna dayanıyor. Ama hepsi bu kadar mı? Doktorun önünde kaç hasta olduğu, daha önce kaç hasta gördüğü ya da günün hangi saatinde muayene yaptığı gibi faktörler de devreye girebiliyor. Sabancı Üniversitesi’nden Ayşe Kocabıyıkoğlu, Koç Üniversitesi’nden Evrim Didem Güneş, Bedfordshire Üniversitesi’nden Büşra Ergün-Şahin ve Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nden Ahmet Keskin’in yaptığı araştırma, tam da bu noktaya odaklanıyor: İş yükü, doktorun tetkik kararı üzerinde ne kadar etkili?

Bitmemiş iş, bitmiş iş: Hangi yük daha etkili?

Araştırmada doktorların iş yükü ikiye ayrılıyor: Bitmemiş iş yükü, yani sırada bekleyen hastalar; bir de bitmiş iş yükü, yani doktorun o güne kadar baktığı hasta sayısı. Araştırmacılar bu iki tür iş yükünün, tetkik isteme kararlarını nasıl etkilediğini inceliyor. Veriler, Ankara’daki büyük bir kamu hastanesinin iç hastalıkları polikliniğinden. Ocak 2015 ile Aralık 2016 arasında 80 binden fazla hasta kaydı taranıyor. Yani sağlam bir zemin üzerinde konuşuyoruz.

 Bekleyen hasta çoksa, test isteme olasılığı da artıyor

Araştırma sonuçları net: Doktorun önünde bekleyen hasta sayısı arttıkça, test isteme olasılığı da yükseliyor. Ancak bu artış, test yazılan hasta başına düşen test sayısında belirgin bir fark yaratmıyor. Yani doktor, sırayı eritmek için daha çok hastaya test yazıyor ama her birine aynı sayıda test yazmaya devam ediyor. Bu durumu araştırmacılar şöyle açıklıyor: Doktorlar bekleyen kalabalığı gördükçe hızlanıyor, hastaya ayırdığı süre kısalıyor, dolayısıyla tanı sürecinde testlere daha çok başvuruyor. Yani tetkik, zaman kazandıran bir araç haline geliyor.

Gün ilerledikçe test sayısı azalıyor

Günün başından itibaren doktorun baktığı hasta sayısı arttıkça –yani “bitmiş iş yükü” yükseldikçe– bu sefer farklı bir eğilim ortaya çıkıyor: Test istenen hastalara yazılan test sayısı azalıyor. Örneğin sabah saatlerinde bir hastaya dört test yazan doktor, günün ilerleyen saatlerinde benzer bir durumda sadece bir testle yetinebiliyor. Araştırmacılara göre bunun arkasında fiziksel yorgunluk ve zihinsel tükenmişlik var. Zihin yoruldukça doktorlar daha az tanı seçeneği düşünebiliyor, bu da daha az test anlamına geliyor.

Muayene süresi kısaldıkça test sayısı da düşüyor

Araştırma sadece iş yüküne değil, muayene süresine de bakıyor. Bulgulara göre, doktorun hastaya ayırdığı süre azaldıkça hem test isteme olasılığı hem de istenen test sayısı azalıyor. Yani gün ilerledikçe daha az test isteniyor. Peki neden? Araştırmacılar bu durumu birkaç olasılıkla açıklıyor: Sabah saatlerinde daha ağır vakaların gelme ihtimali, gün içinde artan yorgunluk ve belki de sabah saatlerinde istenen testlerin aynı gün sonuçlanabilme kolaylığı. Kısacası, sadece doktorun yorgunluğu değil, sistemin işleyişi de bu kararlarda rol oynuyor olabilir.

Kararlarımız sadece bilgiye değil, operasyonel koşullara da bağlı

Bu araştırma, sağlık hizmetlerinin sadece “tıbbî gerekçeler”le değil, aynı zamanda “operasyonel gerçeklikler”le de şekillendiğini ortaya koyuyor. Hekimlerin iş yükü, yorgunluğu ve zaman baskısı gibi faktörler, tanı koyma süreçlerini ve test isteklerini doğrudan etkiliyor. Dolayısıyla, sağlık sistemlerinde kaliteyi ve maliyeti artırmadan daha iyi hizmet sunabilmek için bu tür “insani” faktörleri de hesaba katmak şart.

Anahtar bulgular

  • Doktorların henüz daha yapılmayı bekleyen işleri, yani iş yükleri arttıkça, hastalarından istedikleri ortalama tetkik sayısı da artıyor.
  • Günün başından itibaren tamamlanan iş sayısı arttıkça, tetkik istenen hastalara yazılan tetkik sayısı ise düşüyor.
  • Doktorların tanısal kararları, iş yükü, tamamlanan işler ve muayene süresi gibi operasyonel faktörlerden etkileniyor; bu da sağlık hizmetlerinin kalitesi ve maliyetini etkiliyor.

Ergün‐Şahin, B., Güneş, E. D., Kocabıyıkoğlu, A., & Keskin, A. (2022). How does workload affect test ordering behavior of physicians? An empirical investigation. Production and Operations Management, 31(6), 2664-2680

--

Ayşe Kocabıyıkoğlu biyografisine ve diğer araştırmalarına aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz: 

https://sbs.sabanciuniv.edu/tr/faculty-members-research-area/2707

https://scholar.google.com/citations?user=c7TTivwAAAAJ&hl=tr&oi=ao

Yayına hazırlayan: Ceyda Sinağ
Yazının orijinalini Yönetim Bilimleri Fakültesi’nin “Veriden Değere” bülteninde okuyabilirsiniz: